Bir hafta daha geride kaldı. Türk İşi Minimalizm açısından bakarsak bugüne kadarki en yoğun ve en coşkulu hafta oldu sanırım. Haftanın detaylarına beraber bakalım mı?

Geçen haftanın yazısından hatırlayanlar olacaktır, Cuma'dan Bozcaada'ya gitmiştik maraton için, pazartesimiz dönüş yolculuğu ile geçti. Pazartesiye kimse kalmaz rahatlığıyla hareket ederek 13:00 feribotunu kaçırmak biraz tatsız olsa da ek konan feribot seferi sayesinde 16:00'ya kadar beklemeden 14:30'da yola çıktık. Tüm gün süren yol ardından eve dönüp getirdiğimiz eşyaların kirliye vs ayrılması ve bavulların kaldırılması ile gün bitti. Ama asıl heyecan salı günüydü.
YAŞA:
TRT İstanbul Radyosu Söyleşisi:

Üniversite yıllarında Gençtur'la yaptığımız gönüllü gençlik kamplarını anlatmak için misafir olduğum TRT Radyo İstanbul'a bu sefer Türk İşi Minimalizm'i anlatmak üzere gittim.
Günebakan programında yaptığımız sohbeti bir iki gün içinde Youtube kanalıma ekleyeceğim.
Radyo sonrası önümde 2 heyecan vardı : Kadıköy Çevre Festivali ve İzmir Minimalizm buluşması.
Kadıköy Çevre Festivali:
Bu yıl 3. düzenlenen festival gerçekten dolu doluydu. Minimalizm, sürdürülebilirlik, sıfır atık, yeşil alanların korunması... konu ne olursa olsun kendini acaba böyle düşünen tek ben miyim diye hissedenlerin bir araya gelip aslında ne kadar çok olduklarını gördükleri güzel bir alan oldu. Festivaldeki standaların yanı sıra bir de dolu dolu söyleşiler ve atölyelerden oluşan bir program vardı.
Ben Sıfır Çöp Platformunun davetlisi olarak ilk gün Minimalizm ve #kahvemtermosta hareketi üzerine konuştum. İsmen tanıdığım birçok kişiyle yüz yüze tanışmak, eski dostları görmek gibi güzellikleri de yaşadığım festivale pazar günü de çocukları ve annemi alıp tekrar gittim. Kaan artık 5 yaşında olduğu için biraz o havayı solumasını istedim. Susadığında mataralarıyla gelenler için konmuş sebilden suyunu doldurduk, ayrıca festival alanındaki büfede termosuyla gelenlere çay ve kahvede indirim yapıldı.

Hale ben yine de şu festival nasıl bi şeydi çok merak ettim derseniz sizi Utku (@kentteekolojikhayat) ile çektiğimiz festival videosunu izlemeye davet ediyorum.
Minimalizm: Popüler bir kavramdan ötesi İzmir Buluşması:
Haftanın zirvesi de bu oldu sanırım. Sabah 10:30'da başlayıp 17:30'da kadar süren planlamamızı yaparken yahu bu insanlar 7 saat ne yapacak demediğimiz ama gelenlerin de tam enerji ve dikkatle günü tamamladıkları bu harika etkinlik hepimizin ayaklarını yerden kesti. Ben günübirlik gittim İzmir'e ekibin geri kalanı yani Bilge, Çağrı, Damla ve Elçin İzmirliydi ve ordaydı. #kahvemtermosta nın da ilk destekçilerinden olan Philia Cafe'de gelenler için konuşmak istemem ama kendi adımıza unutulmaz bir gün yaşadık.
Herkesin Instagram adreslerini bırakıyorum: Damla Demir, Bilge Sagay, Çağrı Lahur, Elçin Akdoğan
O günden 250'nin üzerinde fotografımız var, henüz eleyemedim, benim o günden birkaç hikaye fotoğrafımın kolajını koyuyorum. Çağrı erken çıkmak zorunda kaldı, son toplu fotoğrafımızda o yüzden eksik.

DENE:
Forum'da Kitap Değişimi:
Bugün kendi sitemden 2 öneriyle geldim. Forum kısmına geldiğinizde başta kitap olmak üzere başka şeylerin de takasını yapabiliyorsunuz. Kitap değişimi oldukça sık kullanılıyor. Henüz denemediyseniz bir şans vermenizi öneririm. Ben bugüne kadar sanırım 6-7 kitap aldım, bazılarını direkt takas ettim bazılarını ise okuduktan sonra başka birine yollamak şartıyla aldım. Kitap arayanlar için forum sayfasında sağ üst köşede bir arama butonu var, orada kitap ismini aratabilirsiniz.
Eğer yeni başlık açacaksanız ise başlığın merhaba, kitaplar filan yerine SADE kitabını arıyorum gibi daha mesaj içine girmeden anlaşılır şekilde olmasını öneririm.
Birden fazla kitabı vermek üzere ekleyecekseniz bir zemine yayıp fotoğraflarını çekmeniz de mesajı açıp bakanlar için daha açıklayıcı olacaktır.
Bir de son not olarak aranızda mutlaka konuşun ama bir nezaket olarak yollayan kişinin kargoyu (PTT kitap anlaşmasını unutmayın 1 kiloya kadar 3 TL) önden ödemesinde fayda var.

Minimalist Duvar Kağıtları:
Önereceğim bir başka şey ise telefon ya da bilgisayarınız için minimalist duvar kağıtları.
Yine sitemde Galeri sekmesi altında olan Duvar kağıtlarına tıklayınca birçok farklı mesaj içeren duvar kağıtlarından birinin indirip kendinize sürekli bir hatırlatma yapabilirsiniz.
Benim şu sıralar kullandığım : NEFES AL . Yavaşla ise ilk yaptığım ve en çok sevilen oldu, Az çoktur ise birçok hesabın profil resmi olacak kadar benimsendi.

OKU:
Ekolojik Mahalle ve Tohum Topu:
Çevre Festivalindeki Yeni İnsan Yayınevi'nden oğlum için seçtiğim bu kitapları eve gelir gelmez okuduk. Tohum topu konusu giderek bilinirlik kazandı. Annem de bildim bileli yediği çekirdekli meyvelerin çekirdeklerini ayırır ama Istanbul'da sorun bunları atacak yer bulmak. Burdaki yöntemle tohum topları yapıp yaşadığınız yerde müsait alan yoksa bile tatile , gezmeye vs cıktığınızda yanınıza alıp oralarda "fırlatabilirsiniz". Ekolojik mahalle kitabı ise tam bir kenetlenmiş mahalle öyküsü, okurken o mahallede yaşayanları kıskandım, ne kadarını burda hayata geçirebiliriz diye düşünüp ilk adımı burda değil de daha tanışık olduğumuz yazlık ortamında yapabileceğimize karar verdim. Kaan için de masal gibi bir kitap oldu, kitaptakilerin hiçbirine normal hayatta denk gelmiyor çünkü.
İZLE:
Chernobyl:
HBO'nun bu mini dizisi birdenbire herkes tarafından önerilmeye başlandı. Birçok kişide duyup Digiturk online'dan da izleyebileceğimizi görünce dün akşam oturup izlemeye başladık. Zaten toplamda 5 bölüm, 3'ü bir çırpıda bitti ve bizi oldukça sarstı. Ekranda canlı yayında bakın biz de bu çayları içiyoruz repliği ile aklımda kalan Chernobyl'in (yine bile hafifletilmiş) gerçek hikayesi keşke bir distopya olsaydı dedirtiyor insana. İzleme şansınız varsa izlemenizi mutlaka öneririm.
Duygularını Yeme:
Deniz Alayat yani @denizlesaglikliyasam Bütünsel Beslenme ve Sağlık Koçu. Instagram'da bu alanda takip ettiğim bir elin parmaklarını geçmeyecek listede. Farkındalıkla yemek yemek, gökkuşağı beslenme, kendine şefkat göstermek konularında çok güzel paylaşımları var. Onunla uzun zamandır bu konularda bir video çekmek istiyorduk, hatta aşırı yemek yemek ve alışveriş yapmak bakarsanız çok da ilintili. Bir şeyleri bastırmak için yapıyoruz ikisini de. Bu yüzden siz de sinirinizi, üzüntünüzü yemek yemekten çıkartanlardansanız mutlaka söyleşimizi dinleyin / izleyin:
ŞAŞIR:
Bu hafta böyle bir şey ekleyelim geldi, ben kendi adıma çok şaşırdım çünkü. Bir yabancı hesaptan görsel paylaştım. "Büyük ihtimalle bu elbiseyi bir daha giymeyeceğim çünkü Instagram'ımda var. %100 Hızlı Moda (kumaş cinsi ekler gibi eklemiş)".

Ben bunu hikayelere eklerken "Bizde anca düğün dernek için geçerlidir bu aynı şeyi giyme stresi, gerçek hayatta karşılığı yoktur" dedim ama gelen mesajlar hatta dolap uygulamasından örnekler (bu kıyafeti instagramda paylaştığım için satıyorum diye ilan gördüm 2 tane) bana durumun ne yazık ki bu hale geldiğini gösterdi. Ben çok şaşırdım, umarım sizi de şaşırtacak (kanıksamadığınız) bir durumdur.
Bu haftanın da bendeki tortusu böyleydi. Bu yazıları sanırım artık tutmadığım günlüklerimin kamusal olarak paylaşılabilir versiyonları niyetine yazıyorum en çok, bir yandan da kısa kısa paylaşımlar yaparken şöyle içimden geldiği gibi uzun uzun da yazabilmek ve beni biraz daha yakından tanımak isteyenler adına da paylaşmak istiyorum.
Tekrar görüşene dek hoşça kalın.
Comments