Evelyn Hugo'nun 7 Kocası - Çıtır Kızlar Kitap Kulübü
- Hale Acun Aydın
- 1 Eki
- 2 dakikada okunur
Çıtır Kızlar Kitap Kulübü'nün yeni buluşmasında diğer kitaplarını da severek okuduğum Taylor Jenkins Reid'in Evelyn Hugo'nun 7 Kocası'nı okuduk. Başlık belki size 7 Kocalı Hürmüz'ü hatırlatabilir ama Evelyn'in hikayesi çok daha farklı.
Bu yazıyı kulüp üyelerimizden Rümeysa Açıkgöz yazdı:

“Kimse hiçbir şey hak etmez,” dedi Evelyn. “Mesele kimin gidip almaya hazır olduğudur.” Kitabın son sayfalarından, kitabın özeti niteliğinde bir cümleyle başlamak istiyorum.
Evelyn Hugo’yu anlatmak istesem, almak istediği her şeyi alan, bunun için de her şeyi yapabilen, her şeyden vazgeçebilen bir kadın derdim. Kendinden bile vazgeçebilen, saklayan, maskeleyen, değiştiren, yontan…
Hollywood’un arka odalarına bizi götüren Evelyn, bize sektörün gerçek yüzünü anlatırken bir yandan da yaşadığı dolu düzgün aşkı anlatıyor, hissettiriyor, ve küçük bir spoiler vereyim, tabii ki bu aşk yedi kocadan biriyle değil :)
Hayatını, aşkını, öldükten sonra bir gazeteciye anlatmasıyla oluşan kitapta birçok nokta bizi geçmişe bağlıyor. Kitabın kapsayıcılığını, alışılmadık kadın karakterleri bütün hırslarıyla, azmiyle, tutkularıyla ele almasına bayıldım. Basmakalıp kadın yargılarından, evliliklerden, aşklardan uzakta bir 432 sayfa, nefes kesiciydi! Kitabı okurken bir yanım hayran kaldı, bir yanım meraktan kitabın etrafında dört döndü (abartısız, döne döne okudum kitabı, yerimde duramadım) biraz da nefesim kesildi. Bazı sayfalardan sonra kitabı göğsüme koyup tavanı izlemem gerekti. Kitabı o kadar yaşadım ki, anlatırken bile kitaptan çok duygularıma odaklandım. Yani, kitabın dili, anlatımı, duyguları aktarımı çok güzeldi. Konuları dantel gibi dokumuştu, zinciri takip ederken hiç yorulmadım, aksine müthiş bir keyif aldım.
Genel yorumların aksine, Evelyn karakterinin kötülüğüne katılmıyorum. Bu yolda yaptıklarına kötü demek, biraz öznel bir yorum gibi geliyor bana. Hırslı, tuttuğunu koparan, şartlara uyup yer yer de şartları yöneten bir kadın demeyi tercih ederim. Hatta, Evelyn Hugo kadın değil de beyaz, hetero bir erkek olsaydı, yorumlarımız ne yönde nasıl değişirdi, merak ediyorum.
Evelyn, gri bir karakterdi, herkes gibi, hepimiz gibi… Kırılan dişleriyle, kırmızı ruju yeşil elbisesiyle, pırlantalarıyla, şöhretiyle, anneliğiyle, kocalarıyla, hayatının aşkıyla gri bir karakterdi. Herkes gibi. Hepimiz gibi. Ben Evelyn Hugo’yu çok sevdim, tutkusunu da çok sevdim, düşüşlerini de, kalkışlarını da... Bütün maskeleriyle, hayatında vazgeçtikleriyle, gücüyle çok sevdim. Cümlelerini de çok sevdim, kitapta Evelyn’in hayatına kapılırken öyle cümlelerle karşılaştım ki bir anda kendi hayatıma döndüm, kendi gerçeklerimle konuştum, düşündüm, sorguladım… Yani, iyi ki bu dünyadan Evelyn Hugo geçti, cümlelerimi onun cümleleriyle sonlandıracak olursam; “Bence kendin olmak, gerçekten, bütünüyle kendin olmak, her zaman akıntıya karşı yüzüyormuşsun gibi hissettirir.”
Kendine iyi bak Evelyn, yıldızların arasında seni selamlıyorum.







Yorumlar