Herkese kısa bir aradan sonra tekrar merhaba.
Bugün sizlerle telefonunuzda ve bilgisayarınızda yapacağınız ufak tefek değişikliklerle orada da nasıl sadeleşeceğinizi, oraya da nasıl minimalist bir hava getireceğinizi paylaşmak istiyorum.
Eğer bu konuda henüz hiç adım atmadıysanız artık bazı defterleri kapamanın vakti geldi. İşte 8 adımda dijital sadeleşme.
Yazıya geçmeden, ben okumayı değil izlemeyi seviyorum derseniz aynı konuda hazırladığım videoyu da aşağıdan izleyebilirsiniz:
O zaman başlayalım:
1- Telefon ve bilgisayardaki tarayılardaki sekmeler. Off ismi bile uzun oldu. Siz de benim gibi misiniz bilmiyorum ama benim telefonumda her zaman (ben iPhone kullanıyorum bende Safari var, Samsung'ta ya da diğer androidlerde başka bir şey olabilir ) her zaman birden fazla sayfa açıktır.
Bilgisayarımda da bu böyledir. Yan yana açık bir sürü pencere vardır ya da sekme vardır.
Telefonumda da arka arkaya aklıma bir şey gelmiş onu açmışım,onu unutmayayım diye onu orada bırakmışım. Başka bir şey daha açmışım,başka bir şey daha araştırmışım derken 20-30 sayfanın birden açık olduğu olur.
Sizde de durum böyleyse alın elinize defterinizi, kitabınızı ya da telefonunuzun notlar sayfasını, uygulamasını açın; ve gerçekten araştırmak niyetiyle yani sadece unutmuş değilseniz bir şeyi araştırmak için bir şeyleri bıraktıysanız onları tek tek yazın ve o sayfaları artık kapatın.
İnanın büyük bir yükten kurtulacaksınız. Ben telefonumda bütün uygulamaları kapatıyorum sadece o sayfaları kaybetmemek adına asla Safari uygulamasını kapatamıyorum bu yüzden. Çünkü hep orada alınmış notlar var.
Onları sonunda bu konuda çektiğim YouTube videosundan sonra tek tek not alarak kapattım.
2- Sadece burada not tutmuyoruz. Artık sosyal medya bize kaydetme özelliği getiriyor biliyorsunuz. Facebook'taki gönderilerde sağ üstteki noktaya tıkladığınızda bu video olabilir, post olabilir onu kaydedebiliyorsunuz.
Pinterest'te de panolar oluşturuyoruz. İçine bir sürü şey pinliyoruz. Artık Instagram'da kaydet özelliği var. Kaydete basıp bir sürü tarif, enteresan fikir bunları kaydediyoruz. Sonra unutuyoruz.
İşte size fırsat: Hazır bunlara el atmışken bunların da üstünden geçin. Ben geçenlerde yaptım müthiş rahatlatıcı bir şey. Kaydettiğim bir sürü tarif varmış tekrar baktığımda asla ilgimi çekmiyor. O anda enteresan gelmiş mesela kaydetmişim. Onların üzerinden geçtim.
Kendim için de kaydettiğim fikirler vardı. Kendi işlerim için, Türk İşi Minimalizm için ya da kendi anneliğim için vs. için onlara da baktım. Alacağım notlarımı aldım ve hepsini de artık kaydetten kaldırarak orada da bir temizlik yarattım. Bunu henüz Facebook'ta yaptım. Sırada Instagram var. Pinterest'te mesela tuttuğum daha ilk oğlum bebekken yaptığım bir 'sessiz kitap panosu vardı. Bu panoda bir sürü fotoğraf birikti ve inanın hepsi de çok beğenilen fotoğraflar çünkü fikir çok güzel. Keçeden sessiz kitaplar yapıyorsunuz. Ancaaak, ikinci çocuğum oldu. İkincisi neredeyse bir yaşına gelecek ve ben hala bir sessiz kitap yapmadım. Sanırım artık o panoyu da kapamanın vakti geldi benim için ya da gerçekten oturup keçelerle bir iş yapacağım.
3- Gelelim Whatsapp'a... Ne zamandır mail kullandığınızı bilmiyorum, eskiden komik mailler forward edilirdi. İster çalışıyor olun, ister öğrenci olun size gelen komik karikatürler olurdu mesela. Bunu arkadaşlarınıza mail ile atardınız. Hatta yanlışlıkla bazen iş arkadaşlarına yollanırdı , bu böyle büyük sansasyon olurdu. "Aaa bak yanlış yollamış filan diye." Şimdi onun yerini Whatsapp aldı. Komik karikatürler, videolar vs her şey ordan hızla ve sık sık paylaşılıyor.
Whatsapp'ta komik bir şey gördüm ilet; ona,buna,şuna şeklinde gidiyor. Güzel fotoğraflar da paylaşılıyor ama bunun yanında sadece anlık, böyle o anda kullanıp aslında tükettiğiniz bir sürü içerik de var.
Benim önerim : Whatsapp'da ayarlara gidiyorsunuz. İçerikleri, görselleri, fotoğrafları, videoları kaydetme olarak seçmeniz. Böylece bunlar sizin Whatsapp grubunuzda ya da Whatsapp kişisel konuşmanızda yer alabilir ama otomatik olarak telefonunuza kaydolmaz. Mesela diyelim annenizle bir grubunuz var, birbirinize fotoğraf yolluyorsunuz ama aynı zamanda karikatür vs. de yolluyorsunuz. Bunları kaydetmiyor, siz arada medyaya girip gerçekten kaydetmek istediğiniz fotoğrafları tek tek kaydederek -arada sırada diyelim ayda bir- gir sohbet içeriğini temizle ya da görselleri temizle diyerek telefonunuzda gerçekten çok büyük yer kazanabilirsiniz.
4- Kullanmadığınız uygulamalar...
Bu aralar demek gerçekten dijital anlamda demek bir minimalizm hareketine girdim ki uygulamalara da el attım. : Bütün uygulamaların tek tek gerçekten üzerinden geçtim. Ben bunu kullanıyor muyum, en son ne zaman açtım? Ona göre hepsini sildim. Zamanında gerçekten işime yarayan dönemsel olarak faydasını gördüğüm ama şu an işime yaramayanlar ya da ''Bu çok popüler, mutlaka indir.'' diye arkadaşlarımdan duyup indirdiğim ama benim için hiçbir anlamı olmayan uygulamaları tek tek sildim.
Daha sonra mesela sosyal medyaları sosyal medya klasörünün altına ; Facebook, Instagram gibi. Fotoğrafçılıkla ya da fotoğraf düzenleme ile ilgili olanları ayrı bir klasöre; Office uygulamalarını (Çünkü telefonumda Word de kullanıyorum, gerekirse Excel vs. de kullanıyorum) Office diye kaydettim. Dolayısıyla klasörler yaptım. Her bir klasöre de iki sayfadan, bir sayfaya altı tane uygulama giriyor. İki sayfayı geçmeyecek şekilde, mesela sosyal medya çünkü çok fazla tahmin edebileceğiniz gibi ya da fotoğraf üzerinde farklı farklı şeyler olabiliyor. Bunları da böyle klasörleyip hepsini koyduğumda telefonumun ekranında klasörler bile bir sayfayı geçmiyor. Eskiden hem klasörde olanlar hem açıkta olanlar artık üçüncü sayfaya taşıyordu. Benim de sınırım üçüncü sayfa idi. Üçüncü sayfayı geçtiği anda geri dönüp bir şeyleri siliyordum.
Artık sınırımı bir sayfa yaptım.
5- Telefonunuzdaki fotoğraflar...
Biliyorum artık fotoğraf çekmek çok kolay. Bir zamanlar nasıl makara makara film aldığımızı ya da eski tip böyle fotoğraf makinelerimizle nasıl fotoğraf çektiğimizi burda anlatmayayım ama nerdeyse üniversite sonuna kadar dijital kameraya geçmemiştim. Tabii artık işler çok kolaylaştı. O makinelerden sonra dijital kameralara geçtik. Ama onların ömrü o kadar da uzun olmadı. Hatırlıyorum, 2013’te balayı için bavul yaparken fark ettik ki artık yanımızda nasıl olsa akıllı telefonumuz var diye kameramızı almayı düşünmemişiz bile. O zamandan beridir telefonlarımız o anlamda her şeyimiz oldu.
Ben telefonumu yaklaşık ayda bir, en fazla iki ayda bir fotoğraflarına girip gerçekten temizliyorum. Bir an oluyor mesela daha dün çocuğumun çok komik bir anını yakaladım. O an bana göre fotoğrafı çekilesi bir şey yapıyordu. En iyi pozu yakalamak için arka arkaya 4 -5 tane pozunu çektim ama aslında sadece bir tanesi gerçekten iyi çıkmış. Böyle durumlarda 2-3 tane iyi fotoğraf olsa bile aralarında en iyisini seçip diğerlerini siliyorum. Bazen ana kapılıp çok güzel fotoğraf diye düşündüğünüz fotoğraflar oluyor. Aslında o kadar da güzel fotoğraflar olmadığını geriye dönüp baktığımızda anlıyoruz.
Ben az fotoğraf, öz fotoğraf olsun istiyorum. Çünkü çok fazla fotoğrafınız olduğu zaman asla geri gidip bakmıyorsunuz ama seçmece yaptığınızda o zaman o seçtiğiniz fotoğrafların bir anlamı oluyor ve gerçekten geriye dönüp bakıyorsunuz. Çok zamanımı aldığı için yapmakta biraz üşensem de yaptığım başka bir şey de evet ''minimalizmde fotoğraflarınızı dijitalleştirin'' diyoruz ya da en azından bunu önerenler var ama ben açıkçası seçmece çok az fotoğraf seçip bunları basma taraftarıyım. Bizim ailemizde bir gelenek var her yılbaşında bir tane takvim oluşturuyoruz bir önceki senenin en güzel fotoğraflarından ve daha sonra onları yan yana koyuyoruz. Her sene ocak ayında o senenin ocak ayı böyle sürekli bir #tbt söz konusu evimizde. Bu beni mutlu ediyor çünkü onlara bakıyoruz. Arada çocuklarımla indiriyoruz ya da biz arka arkaya aynı ayda neler olmuş bakıyoruz, bu bizi mutlu ediyor. Onun dışında çocuğumun da genellikle senelik albümlerini basıyorum. Gerisi bilgisayarda klasörde duruyor. Ben basılı albüme 50-60 fotoğraf koyuyorsam, daha fazlası bilgisayarda olsa bile kimse bilgisayarı açıp o fotoğraflara bakmıyor. Bu elemeyi yapabilmek için öncelikle periyodik olarak telefonunuzda geriye dönük fotoğrafları temizlemeniz şart. Yoksa birdenbire bir seneye geri dönüp de o kadar çok fotoğraf içinden eleme yapmanız çok zor oluyor.
O yüzden elinizi korkak alıştırmayın. Güzel fotoğraf, az fotoğraf elinizin altında olsun doyasıya geri dönüp bakın.
6- Gelelim maillere... Kaç tane e-mail adresi kullanıyorsunuz bilmiyorum. Ben önce hotmail ya da yahoo ile başlamıştım. Sonra gmail meşhur oldu, gmaile geçtim. Kurumsal hayatta farklı e-mail adreslerim oldu. Eşimle yürüttüğümüz bir otelimiz var. Onun kendi iş adresi derken bir sürü mail adresim oluştu. Ben tek bir uygulama üzerinden hepsine ulaşmayı tercih ediyorum. Aslında şu anda hatta aktifte beş tane kullandığım e-mail adresi var, bu beni çok zorluyor. Hedefim aslında bunları bir iş bir de özel olarak ikiye indirmek. Bu benim hedeflerimden bir tanesi.
Diğer bir hedefim ise sıfır okunmamış e-mail. Bilmiyorum şu an da sizin e-mail kutunuzda kaç tane okunmamış postanız var. Benim şu anda bütün hepsi okunmuş halde, sadece bir tanesinde 20 tane okunmamış var. Onların hepsi de kendime attığım e-mailler. Hepsi de yapılacaklar listemde.
Biraz önce söylediğim bu açık kalan sekmeler ya da işte sosyal medyada kaydettiğimiz şeyler gibi dışarıda aklıma bir fikir geldiğinde ben yanımda kağıt kalem yoksa genelde kendime e-mail atmayı tercih ediyorum. O şekilde birikmiş e-maillerim var. Yine kendime verdiğim bir görev bunların hepsini ya yapılacaklar listesine elle geçirmek ya da direkt olarak yapmak. Sizin de böyle okunmamış duran mailleriniz varsa lütfen hepsini temizleyin. Onlar çünkü orada -okunmamış şekilde sayı- inanılmaz şekilde rahatsızlık verici oluyor. Eğer sizi rahatsız eden, sürekli gelen ama asla açmadığınız e-posta bültenleriniz varsa, e-mailleriniz varsa bunlardan çıkın. Bundan daha önce başka bir yazıda da bahsetmiştim. Sizi sürekli satın almaya yönlendiren e-ticaret sitelerinden gelen mailler de varsa bunlardan çıkabilir ya da sürelerini azaltabilirsiniz. Mesela bana çok sevdiğim bir çocuk giyim markası haftada 3 kere mail atıyor. Artık çok sinirimi bozdu. Bir şekilde girmişim mail listelerine, komple listelerinden çıktım. Birçok bültenden çıkarken size soruluyor; isterseniz size daha az sıklıkta mail yollayabiliriz diye. Bu bir kafe olabilir, başka bir yer olabilir. Yine de bildirim almak istediğiniz bir yer olabilir. O zaman orada sıklığını değiştirebilirsiniz.Bana ayda bir yolla ya da daha sık ya da daha uzun aralıklarla yolla gibi.
Size gelen cevaplamanız gereken, ertelediğiniz işler varsa da lütfen onlara da geri dönün ve cevaplanmamış mail bırakmayın. Bu rahatlığın da tadını çıkarın. E-maillerle ilgili yapacağınız başka bir şey ise taslak kutunuza gitmek. Başlayıp yarım bıraktığınız mailler olabilir. Niyetlenip yarıda bıraktığınız işler gibi bunları da tamamlamanızı öneririm. Mesela bu yazıyı yazarken halihazırda taslakta bir tane mailim duruyor. Word dosyası açmak yerine bir yazıyı orda başlamışım. Kendime de hedefim o yazıyı tamamlamak ve taslakta yarım iş bırakmamak.
7- Yine e-mail kullanımıyla da ile ilgili bir öneri: Birilerine mail atıyorsanız -özellikle de iş hayatında- lütfen o konu kısmını çok efektif kullanın. Daha sonra maillerinizi ararken oradaki anahtar kelimelerden bulmanız çok rahat olacaktır. Bu da böyle ufak bir iş hayatına ya da günlük hayata dair bir öneri olsun. Evet telefonunuzdaki açık olan internet sayfalarından girdik, masaüstüne kadar geldik.
8- Bu öneri bilgisayar kullananlar için. Bilmiyorum tabii siz ne kadar bilgisayar kullanıyorsunuz. Çalışmayan biriyseniz aslında bilgisayar kullanımı artık çalışmayan bireylerde oldukça azaldı. Çünkü telefonlar her şeyi yapıyor ama çalışanlar bilir desktop | masaüstü kalabalığı diye bir şey vardır Özellikle de çok fazla dosyayla iş yapıyorsanız kaydedersin…. masaüstün dolar, sonra onların hepsini alır tek bir klasöre yüklersin. ‘Desktop 1’ dersin ya da ‘Desktop Mayıs 2018’ dersin. Sonra yeniden dolar, tekrar hepsini bir şeye koyarsın ilgili alakalı olan olmayan. Bu seferde ‘Aralık 2018’ dersin. Eğer öyle dosyalarınız varsa bir gününüzü ayırın. Bilmiyorum belki bir saat yeterli olacaktır, belki biraz daha fazla. O dosyaları yerlerine koyun.
İyi bir arşivciyseniz veya saklamanız gerekiyorsa Wordler, Exceller.... Bunları ilgili yerlere kaydedin. Teklifler olabilir mesela ya da fotoğraflar olabilir önemli, bunları olması gereken yerlere koyun. İlgisiz şeyleri de silin.
Bu öneri aslında inbox’ınızla da (gelen kutunuzla da) alakalı. Gelen kutunuzda okunmamış mailleri temizlemek dışında okunmuşlarda da şu anda sizi ilgilendiren, yapmanız gereken bir şey olmayan her şeyi silin. Ya da ilgili klasörüne diyelim ekstrelerinizi saklıyor olabilirsiniz. O zaman 'Ekstreler' diye bir mail klasörü oluşturun, oraya atın. Birazcık arşivcilik yapın, birazcık kategorilerden yararlanın. İnanın aradığınızı bulmanıza da çok faydası olacak.
Benim önerilerim bunlardı. Bu 8 öneriyi yerine getirirseniz ve aslında çok da vaktiniz alacak şeyler değil ama eminim ki bunları yapmak sizi çok rahatlatacak. Bilmiyorum ben aynı dijital dağınıklığı evdeki dağınıklık gibi hissediyorum, beni çok rahatsız ediyor. The Minimalists’in bir sözü var aslında bu konuda:’’ Dijital dağınıklık da aynı fiziki dağınıklık gibidir, sadece görmezsiniz.’’ diye. Ben şahsen görüyorum. Telefonuma baktığımda oradaki fotoğrafların sayısı vs. beni böyle bazen yorucu hale getirebiliyor. O yüzden bu önerileri sizinle paylaşmak istedim.
Daha tabi bunun e-kitaplar vs. versiyonları da var. Orada da bu önerdiğim şeyleri uygulayabilirsiniz. Okuduğunuz kitapları okundular listesine atabilirsiniz. Ben genelde okuduğum kitapları bilgisayarımdan Cloud'a geri atıyorum. Ben kindle uygulaması kullanıyorum. Amazondan aldığım e-kitapları orada okuyorum.
Bilgisayarına indiriyorsun kitabı okumak için, sonra kitap bittiğinde kitaplığından silmiyorsun ama yer kaplamıyor. Böylece telefon hafızasını, telefonun yerini biraz daha az kullanmış oluyorum.
Benim önerilerim bunlar, umarım siz de uygular ve faydasını görürsünüz. Sizin de farklı önerileriniz varsa lütfen yorumlara yazın.
Comments