Balkon Bahçeciliğine İhtiyacın Var

Bu yazımız bir konuk yazarımızdan geliyor:

Balkonda neler yetiştiriyorsunuz?

Herkese merhaba, ben küçük bir ilçede bitkiler ve hayvanlarla iç içe her şeyin organiği ile büyümüş fakat bunun kıymetini bilememiş hep uzak durmuş bir insandım. Sayısız fesleğen yetiştirmeye çalışıp her seferinde öldürdüğümü, limon filizlendirmeye çalışıp hepsinde başarısız olduğumu saymazsak toprakla ilişkim sadece onun varlığını bilmekle sınırlıydı benim için. Ta ki onu gerçekten tanıyıp, rahatlatıcı, öğretici ve sayamayacağımız birçok özelliğini öğrenene kadar. 2019 baharında beni derinden etkileyen bir olay sonrasında kendime uğraşacak bir şeyler ararken balkonu yeşillendirsem fikri geldi bir anda zihnime. Fakat bir fesleğen bile büyütemeyen ben sebze nasıl yetiştirecektim.

O esnada eşimin annesi bizdeydi ve ondan yardım isteyerek işe başladım. Başlangıç olarak çeri domatesler, biberler, çilekler ve asla vazgeçmediğim fesleğenler aldım. Saksılar torflar derken minik ama yeşil dolu, çayımızı kitabımızı alıp çıktığımızda içimizi huzurla dolduran bir balkonumuz oldu. O kadar merak ediyordum ki süreci sürekli yapmam gerekenler hakkında yazılar okuyor, onları gözlemliyordum. Neyin iyi gelip neyin gelmediğini çözmeye

çalışıyordum.

Toprak insanı sadece rahatlatmakla kalmıyor sabrı da öğretiyor insana. Bazen aşırı ilginin olumsuz sonuçlar doğuracağını, bazen zorluk çekerek daha güzele ulaşılacağını… Ve bitkileri anlamaya çalıştıkça aslında kendimle ilgili de çok şey öğreniyordum.

Yaşamımdaki zorluklarda yol gösterici oluyorlardı. Vazgeçmemenin bazen çok önemli olduğu gibi bazen de vazgeçmenin gerekliliği.. Gül dalının hastalanması mesela. Her türlü ilaca rağmen hastalığın yayılmaya devam ettiğini gördüğünde o dalı budamak gerekiyor ki gül tüm gücünü o dala vermek yerine, geri kalan kısımlara versin ki gül büyüyebilsin, yeniden çiçek açabilsin. Her neyse gelelim bahçemize ya da balkonda yarattığımız huzur köşesine Sabahları domates biberi bahçeden koparmanın zevkine vardıkça, akşamları fesleğen kokusu eşliğinde çaylarımızı yudumladıkça daha neler ekleyebiliriz diye düşünerek tohumlar aldık eşimle. Maydanoz, roka dereotu, taze kekik derken aromatik bitkilere de ufaktan giriş yaptık. Hatta saksılarımızdan topladığımız acı biberler ile iki kavanoz turşu bile kurduk ve bunun zevkini kelimelere dökmek inanın imkansız. Ve karar verdik gelecek yıl daha da büyütecektik işleri derken geldi 2020 Nisan'ı.

İlk etapta geçen yıl tohumlarını aldığımız biber, kabak, domatesleri minik kaplarda çimlendirmeye bıraktık. Maydanoz, marul, nane, roka, tere, kuzu kulağı gibi otların tohumlarını attık. Sonra çilek, fesleğen, reyhan gibi fideleri alarak onlarla işi devam ettirdik ve de büyük dış mekan saksılarından alarak ön hazırlığımızı yaptık. Bu yıl planladığımız sebzeler: Salatalık, çeri domates, biber, sırık domates, patlıcan, kabak ve fasulye. Bakalım bizi nasıl keyifli bir süreç bekliyor.

Bazen hayatta bir şeyler öğrenmek için okumaktan çok daha fazlasına ihtiyacımız var. Sürdürülebilir bir yaşam istiyorsak önce şöyle bir durup etrafımıza bakmamız gerekiyor ben mevcut şartlarda hayatımda neyi değiştirebilirim diye. Gerisi kendiliğinden geliyor emin olabilirsiniz. Yeter ki yapmak için niyetlenin. Bana bunları yazma şansı tanıdığı için Hale Hanım'a çok teşekkür ediyorum. Ben onun sayesinde hayatımda çok şey değiştirdim, umarım siz de bu yazı sayesinde en azından hayatınızda tek bir şey değiştirirsiniz…